İSTANBUL İŞLETME ENSTİTÜSÜ ÜCRETSİZ WORDPRESS EĞİTİMİ

WordPress Egitiminde Neler Ögrendim ?

Bilgisayar konusunda hiçbir teknik bilgim olmamasına rağmen bir blog sitesi kurup sizlerle buluşmamı sağlayan İstanbul İşetme Enstitisü üniversitesinin vermiş olduğu eğitimidir.

Eğitim boyunca öğrendiklerimi kısaca bahsedip daha sonra ayrıntılı bilgisini aşağıda sunacağım. Hafta içi her gün bir saat canlı yayında eğitimi takip ettim. Arzu edenler eğitimi daha sonradan da izleyebiliyor. Öncelikle wordpress nedir ve avantajları konusunda ayrıntılı bilgi verildi.Wordpress’i ile tanıştıktan sonra ‘Alan Adı’ ve ‘Hosting’ konusunda en anlaşılır örneklerle ne demek olduğunu öğrendim. Ardından adım adım wordpress üzerinden ücretsiz site oluşturduk.Alan adı tamamen ilginize bağlıdır. Alan adınızı belirledikten sonra seçmiş olduğunuza en uygun temayı seçtik.

Temayı seçtikten sonra iç dizaynı tamamen kişiye bırakılmış olup oldukça özgür bir ortam sağlayan wordpress sayesinde sitemizin temel yapı taşlarını oluşturmaya başladık. Bu yapı taşlar : Yazı, sayfa, kategori, etiketler, ortam, eklentiler, kullanıcılar ve temadır.

Sitemiz hazır olduktan sonra en önemli nokta paylaşacağımız yazının veya ürünün yada her ne düşünülüyorsa bunu kitlere ulaştırmak için etkileşimi en yüksek derecede tutabilmek adına taktikleri öğrendik. Zira sitemizin arama motorlarında en üst sıralarda yer alması için etkileşimin önemi çok büyüktür. Ortam kısmından içerik oluşturulur. Gerekli görsel ve yazılar etkileşim kuralları çerçevesinde oluşturulur.Etiketler bu noktada çok önemlidir. Etiket arama motorlarında bulunmamızı sağlayacaktır. Böylece paylaşımı yayınlanmaya hazır hale gelir.

Eklentiler ile sitenizin işlevlerini artırabiliriz. Seçmiş olduğumuz konuya göre eklentiler ekleyebiliriz. En önemli eklentiler : Contact Form 7, WP Socializer, WP Easy SMTP, Akismet Anti-Spam, Yoast SEO gibi.

Tüm bunları öğreten hocam Dr.Sertaç Dalgalıdere‘ye teşekkür ederim.

WordPress Nedir ?

WordPress eğitimi ile beraber internet sitesi kurmak artık sizin için karmaşık bir yapıdan çıkacak. Kod bilmenize gerek olmadan alacağınız eğitim ile wordpress üzerinden istediğiniz sektörde ve alanda web sitesi oluşturabileceksiniz.

WordPress eğitiminin amacı; dünya çapında milyonlarca kullanıcısı bulunan WordPress eğitimi ile bireylerin kendi sitelerini kolayca nasıl oluşturabileceklerini hem pratik hem de teorik açıdan kavramaları sağlanacaktır. WordPress yazılımının temel amacı ise; herkesin kolay, güvenli ve yüksek performanslı özgürce paylaşım yapılabilen web sitesi oluşturabilmesidir.

Neler Ögreneceksiniz ?

Daha önceden hiç internet sitesi kurmamış olan birisi eğitim sonunda kendi internet sitesini baştan sona kurabilecek. Sitesini yönetebilecek ve sitesinin senkronizasyon aşamalarına vakıf olacak.

Egitimin Konu Başlıkları

  • WordPress nedir? WordPress Organizasyonunu Tanıyalım
  • Alan Adı, Hosting Nedir? Nasıl Çalışır? Nasıl Satın Alınır?
  • WordPress Blog Kurulumu
  • WordPress Blog Kurulumu Üzerinden Temel Yapıyı Tanıyalım
  • WordPress Site Nasıl Kurulur?
  • WordPress Site Yeni Yazı ve Sayfa Ekleme
  • WordPress Fotoğraf ve Video Yükleme
  • WordPress Sayfa Yapısı 
  • WordPress Eklentileri Nedir? Tanıyalım
  • WordPress içn En Faydalı 10 Eklenti
  • WordPress ile Etiketleme
  • WordPress Site İle E-Commerce (E-Ticaret) Sistemi Kurma
  • WordPress PHP ile Türkçeleştirme Çalışmaları
  • WordPress ile Karşılaşılan Temel Teknik Sorunlar ve Çözüm Yolları

Egitimin süresi nedir?

Bu eğitim 1 hafta sürmektedir. Katılımcılar 1 hafta boyunca canlı derslere katılabilir, videoları izleyebilir, ders notlarını okuyabilir ve diğer tüm belgelere erişim sağlayabilir.

Daha fazla bilgi edinmek ve diğer eğitimleri görmek arzu ederseniz İstanbul İşletme Enstitüsü ve WordPress sitesine göz atabilirsiniz.

KİTAP OKUMAK

Okumak, insanlar açısından en etkili öğrenme yoludur. Çünkü okuyarak kendini geliştiren bireylerin oluşturduğu toplumlar da başarılı ve güçlü birer toplum haline gelir.

İnsan beynini okuma faaliyeti geliştirir ve besler. Çünkü insanlar okudukça öğrenir öğrendikçe de ufku genişler. Okuduğu yazının dünyasına kendisini ister istemez kaptırır ve o dünyadan mutlaka kendisini anlatan bir kahraman bulur ve empati duygusunu geliştirerek kendisine bir şeyler katar. İnsanlar her okuduğu kitap sonrasında sözcük dağarcıklarını geliştirir ve günlük hayatlarında kullandıkları kelime sayıları da artar ve kullandıkları cümleler daha anlaşılır ve net olur.

Okuma alışkanlığı sayesinde insanlar daha bilinçli ve düşünmeyi bilen birer birey olurlar. Bu nedenle okuma alışkanlığı bireylerin beyinlerinin ufkunun gelişmesi için oldukça önemli bir etkinliktir.

KİTAP OKUMANIN ÖNEMİ

 İnsanlar, hiçbir bilgiye sahip olmadan doğar. Yaşamı boyunca birçok bilgi öğrenir. Başarının sırrı da okumaktır. Okulda olduğu kadar hayatta da başarının en önde gelen şartlarından biri yine okumaktır. Yüzyılların deneme ve araştırma ürünlerinden yararlanmak, uygar ve kültürlü bir insan olmak için çok okumalıyız. Okul kitaplarıyla yetinmemeliyiz. Uygarlık bizden önceki kuşakların biriktirdiği bilgi ve anıların bir toplamıdır. Biz, uygarlığa o kuşakların kitaplarını okumakla katılabiliriz. Hiçbir şey okumanın yerini tutamaz. Kültürlü bir insan olmanın biricik yolu okumaktır.

Okuma olayı bir uzun yolculuktur; beşikle başlar, mezarla biter. Okulla beraber biten okumalar yarıda kalmıştır. Okuma iğneyle kuyu kazmaktır; kararlılık ister, sabır ister. Okuma bir arayıştır, hakikati, doğruyu, güzeli arayış. Her arayış içinde bulma heyecanını barındırır. Bulursunuz, ikinci, üçüncü… Arayışlar başlar. Umut ve heyecan, okumanın ayrılmaz iki vasfıdır. Okuma insanlığın, umut ve heyecan da canlılığın şartıdır.

      Kitap okumak yüzyıllardır yapılan bir şeydir. Kitap okumanın hemen hemen hiç bir kötü etkisi olmamakla birlikte çok fazla yararı vardır. Okumanın asla sonu yoktur ne kadar okursan o kadar iyidir yani hayatının sonuna kadar okuyabilirsin. Okuyan insan her zaman bilgili ve hayatında başarılı olur. Bilgi çağında yaşıyoruz ve bizim en fazla bilgi toplayacağımız şeyler kitaplarımızdır. Okumak ruhu yüceltir ve insanlar size daha fazla değer verir. Cahillikten kurtulmanın yolu kitapları okumaktan geçer.

İnsan bir kitabı okuduktan sonra eskisinden daha akıllı hareket edebilmeli, başkalarının sözüne aldanmadan her şeyi daha açık görmeye, daha derin hissetmeye başlamalıdır. Güzelliği daha çok anladım, daha nazik, daha neşeli, daha mutlu oldum diyebilmeli. Düşüncelerim gelişti, hayatı ve insanları daha iyi kavradım, yaşama gücüm, hayata karşı cesaretim daha da arttı diyebilmeli. O zaman okuma boşa gitmemiştir. Bunları söyleyemezseniz, siz de marangozluk kitabını okuyan, fakat boş sandıklar üzerinde çoluk çocuğu ile yemek yemeğe mahkûm olan adama benzersiniz.
       Kitap okurken rast gele, gevşek  ve yorgun bir kafa ile okuyorsanız kitabın size yararlı olması olanağı sağlayamıyorsunuzdur. Oysaki tüm  kuvvet makinemizi harekete geçirmedikçe iyi okumaya olanak yoktur. Bizden daha güçlü bir kafa, bize bir takım  fikirlerini telkin etmek istiyor. Biz, böyle okuyuşumuzla onları hazmettiğimizi sanıyoruz. İşte bu sanış bizi aldatmaktadır. Okumayı düşünce izlemedikçe bu okuma boşuna yapılmıştır. Emekler boşa gitmiştir.  Yıllar boşuna harcanmıştır. Eller boşu boşuna kitap yapraklarını çevirmiştir. Bu bir bakıma anlamsızlıktır. 
       Kitaplar solmayan çiçeklerdir. Büyük ün salmış hiçbir kitap yok ki en az iki defa okunmadıkça, okunmuş sayılabilsin. Büyük bir kitabı, büyük bir adamı dinler gibi kuvvetli bir düşünce ile okuyunuz. Satırlar üzerinde düşününüz. Aradan bir zaman geçtikten sonra tekrar okuyunuz. Ancak bundan sonradır ki kitap sizin kişiliğinize girer. Bir parça olur sizden… Hayatınızı, düşüncelerinizi etkiler. Herkes bol bol kitap okumalıdır.

 Yazarlar bir kitabı yazabilecek konuma gelebilmek için uzun yıllar birçok kitap okur, araştırmalar yapar ve de yaşadığı yıllar boyunca kazandığı tecrübe ve güçlü birikimlerle birlikte yazdığı birçok deneme yazılarından sonra yazar olur.

Yazar, yazılarını ortalama iki yıllık bir uğraştan sonra kitap haline getirir. Bizse bu kitaplara kitapçılardan satın alarak, ya da devletin bizlere sunduğu en güzel hizmet olan kütüphanelerde ulaşırız. Bilginin merkez bankaları olan kütüphanelerimiz bizlere karşılık istemeden bilgiler veren hazine kaynaklarıdır. Bizler bir kitabı anlayarak okuduğumuzda yazarın kitabı yazmaya harcadığı zaman ve yıllarca kazandığı tecrübe birikimine kitabı bir kaç saat içinde okuyarak ulaşırız. Bu da bize dünyanın en değerli şeyleri olan hayattan ve zamandan kazanmamızı sağlar. Kitaplar bize çağımızın en önemli unsurlarından olan DİLİMİZİ ve de ZAMANIMIZI en doğru bir şekilde kullanabilmemizi öğretir.

Kelebek Filmi ve Kitabı

Papillon kelebek özgürlük
PAPİLLON ( KELEBEK)

Motivasyona mı ihtiyacınız var. O halde aradığınız hikayeyi beğenilerinize sunuyorum.

Aslında hikaye demek yanlış bir tabir olur. Çünkü gerçek bir hayat hikayesidir Papillon. Yani türkçe karşılığı olarak Kelebek. Lafı çok uzatmadan kitabın içeriğinden bahsedeyim.

İşlemediği bir suçtan dolayı ömür boyu kürek cezasına çarptırılır. Kürek mahkumu olmak bir anlamda da ölmek demektir. Ancak bu sıradan insanlar için geçerlidir. Zira Henri Charriere daha mahkemeden çıktığı anda kaçma fikrini aklına koymuştur.

Defalarca kaçma teşebbüsünde bulunup yakalanıp hücre cezasına çarptırılmasına rağmen özgürlüğünden vazgeçmedi. Üstelik hücre cezası 3-5 yıl arasındadır. Bu kadar sipoliler yeter sizlere öncelikle kitabı okumanızı ve daha sonra filmini izlemenizi tavsiye ederim. 1973 ve 2017 yıllardında çekilmiş iki filmi mevcuttur. Ayrıca hapishane hayatınından sonraki hayatını konu alan Banko adlı romanını da okuyabilirsiniz.

Bir Özgürlük Mücadelesi

Kitabın Arka Yüzü Yazısı

İşlemediği bir cinayetten, müebbet kürek cezasına çarptırıldığı sıra, Henri Charrière’in özgürlük mücadelesinin bir ifadesi olarak doğdu Kelebek.
Çok genç yaşında tutkunu olduğu idealleri ve gelecek arzusu onu ‘insanca bir felsefe’ ve ‘üstün bir uygarlık’la tanıştırdı: Modern sistemin kokuşmuş yolları yerine Kızılderililer’in, cüzzamlıların, okuma yazma bilmeyen yoksul balıkçıların gerçek uygarlığıyla .
Bir, iki, üç, dört, beş; bir, iki, üç, dört, beş.
Ardı ardına sıralanan bu rakamlar aslında bir hücrenin uzunluğu: Bir uçtan bir uca beş adım.
Tüm yaşamın göz önünden geçtiği beş adım. Hayallerle ve tutkularla atılan beş adım. Yargıçlara, mahkemeye ve insan kazanmak yerine kaybetmeye dayalı yargı sistemine atılan beş adım.
Modern olarak nitelenen ülkelere atılan beş adım. Tüm duyguları iğdiş eden her türlü korkuyu insanın içine salan beş adım. Özgürlüğe ve geleceğe atılan beş adım.
Kelebek bir özgürlük mücadelesi…

Herkese Merhaba!

Bu tamamen tecrübe edinmek için açtığım bir blogdur.

Konuyu belirlerken film, dizi izlemek istediğimde veya kitap okumak istediğimde karar sürecimin uzun geçmesi ve bazende tercihimin olumsuz olup boş yere vaktimin gitmesi bu konuyu tercih etmemin nedeni oldu.

Bunu neden yapmalısınız?

  • Çünkü bu, yeni okuyucuların bağlam hakkında bilgi edinmesini sağlar. Blogunuz neyle ilgili? İnsanlar blogunuzu neden okumalı?
  • Blogunuz ve blogunuzda neler yapmak istediğinizle ilgili fikirlerinize odaklanmanıza yardımcı olur.

Gönderi kısa veya uzun olabilir ve hayatınıza dair kişisel bir giriş, blogun amacı hakkında bir açıklama, geleceğe dair bir manifesto ya da yayımlamak istediğiniz içerik türlerine genel bir bakış sunabilir.

Başlamanıza yardımcı olacak birkaç soruyu aşağıda bulabilirsiniz:

  • Kişisel bir günlük tutmak yerine neden insanların okuyabileceği bir blog yazıyorsunuz?
  • Hangi konular hakkında yazmayı düşünüyorsunuz?
  • Blogunuz aracılığıyla kimlerle bağlantı kurmak istersiniz?
  • Önümüzdeki yıl boyunca başarıyla blog yazarsanız nereye ulaşmış olmak istersiniz?

Bunlar hakkında yazmak zorunda değilsiniz. Blogları harika kılan özelliklerden biri de öğrenmemizle, gelişmemizle ve birbirimizle etkileşime geçmemizle devamlı olarak gelişmeleridir. Ancak neden blog yazmaya başladığınızı ve buna nereden başladığınızı bilmeniz faydalıdır ve hedeflerinizi açıkça ifade ederek, daha fazla gönderi fikri elde edebilirsiniz.

Nasıl başlayacağınızı bilemiyor musunuz? Aklınıza gelen ilk şeyi yazın. Hepimizin sevdiği yazma üzerine bir kitabın yazarı olan Anne Lamott, kendinize önce “kötü bir taslak” yazma fırsatını tanımanızı söylüyor. Anne harika bir noktaya değiniyor; endişe duymadan, yalnızca yazmaya başlayın ve sonra düzenleyin.

Yayımlamaya hazır olduğunuzda, blogunuzun odaklandığı konuları açıklayan üç ila beş etiket ekleyin: yazma, fotoğrafçılık, kurgu, ebeveynlik, yemek, arabalar, filmler veya spor. Bu etiketler, bu konularla ilgilenen ziyaretçilerin Reader’da sizi bulmasına yardımcı olur. Yeni blog yazarlarının sizi bulabilmesi için etiketlerinizden biri mutlaka “zerotohero” olsun.